Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, yayınlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’i yorumladı. Zorunlu poliçe ürün satışlarının artacağını belirten Pamukçu, sektörün prim üretiminin de önemli ölçüde artacağını söyledi.
Hazine Müsteşarlığı, 27 Şubat’ta Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’i yayınladı. Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, bu yönetmelik hakkında açıklamalarda bulundu. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda tanımlanan 12 zorunlu sigorta dalında zorunlu olduğu halde sigorta yaptırmayanlar veya süresi geçtiği halde poliçelerini yenilemeyenlerin ruhsatlarının iptal edileceğini kaydeden Pamukçu, “Söz konusu kanunun 13 ve 14’üncü maddeleri uyarınca hazırlanan Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelik sayesinde sektörün prim üretiminin önemli ölçüde artacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Ülkemizde zorunlu sigortalarda sigortalılık oranının oldukça düşük olduğunu belirten Pamukçu, hatta zaman zaman şirketler arasında yaşanan prim rekabetine rağmen arzu edilen artışın yakalanamadığını ifade etti. Konuya dair örnek veren Pamukçu, zorunlu olan trafik branşında ülkemizdeki sigortalılık oranını yüzde 80, zorunlu deprem sigortasında ise yüzde 38 olduğunu, bu sigortalarda zorunlu olmasına rağmen penetrasyonun çok düşük olduğunu söyledi. Türkiye’de 12 branşta zorunlu sigorta uygulaması bulunduğu, araçların yurtdışına çıkarken almak zorunda oldukları yeşil kart sigortasıyla birlikte bu sayının 13’e çıktığı bilgisini veren Pamukçu, “Ancak zorunlu sigortalar konusunda yeterli denetim ve sigorta bilinci sağlanamadığından sigortalılık oranı bir türlü beklenen seviyeye ulaşamıyor” dedi.
‘Öncelikle trafik sigortası hedeflenir’
Zorunlu sigortalarda en başta gelen branşın tüm dünyada olduğu gibi trafik sigortası olduğunu aktaran Pamukçu, konu hakkında şunları söyledi: “Zorunlu sigortalarda diğer ülkelerdeki sigortalılık oranı konusunda yeterli veri yok, ancak trafik sigortasında sigortalılık oranı ülkemizde yaklaşık yüzde 80 civarında. Bu nedenle uygulamada da en yoğun olarak bu sigorta hedeflenecektir. Trafik sigortasını sırasıyla zorunlu karayolları taşımacılık mali sorumluluk sigortası, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası, tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası izleyecektir düşüncesindeyim.”
Zorunlu deprem sigortalarındaki sigortalılık oranının da kira kontratı, elektrik, su faturası gibi ek sözleşmelerle birlikte aranır olduktan sonra arttığını hatırlatan Dr. E. Baturalp Pamukçu, bu göz önüne alındığında, yönetmeliğin benzer uygulamayı da beraberinde getireceğinden ilk aşamada yeterli olacağını belirtti.
İlgili kurumlar tarafından, sigortayı yaptırmayanların ehliyet, ruhsat gibi belgelerinin iptal edileceğini aktaran Pamukçu, şöyle devam etti: “Dolayısıyla, zorunlu sigortayı daha yaygın hale getirecek düzenlemeden kaçış imkanı olmadığını söyleyebiliriz. Örneğin, tehlikeli madde üretip taşıtan şirketlerden tabi oldukları halde sigorta yapmayanların olduğunu, artık ilgili kurumların bunlara ruhsat verirken sigorta yaptırıp yaptırmadığını kontrol edeceğini, ruhsatı bulunup da sigorta yaptırmayanların da faaliyetlerinin durdurulacağı düşünüldüğünde uygulamanın yeterli olacağını söylemek mümkün görünmektedir.”
‘Yönetmelik acenteleri zorunlu sigorta satmaya yönlendirmez’
Yönetmelikteki ‘Sigorta şirketleri ruhsat sahibi oldukları ilgili sigorta branşlarında tesis edilmiş zorunlu sigortalar konusuna dahil herhangi bir rizikoyu kapsam dışı bırakacak şekilde veya poliçe tanziminden caydırmaya yönelik fiyatlama ve komisyon tespiti yapamazlar’ hükmünü aktaran Pamukçu, bu hükümle birlikte fiyat ve komisyon uygulamalarında çok sık yapılan yükseltmeler veya indirimler verilmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiğinin altını çizdi.
Bu maddenin sektördeki mevcut uygulamaya olumlu veya olumsuz bir etkisi olmayacağına inanan Pamukçu, “Çünkü serbest piyasa koşullarında yönetmeliğe konu olan 12 zorunlu sigorta türü için de fiyatlar, primler uzun zamandır oluşmuş durumda. Her şirket, sigortaya konu olan poliçe türünde sahip olduğu veriler çerçevesinde primlerini oluşturuyor, yine aynı bilgi ve belgeler doğrultusunda acente komisyonlarını belirliyor” şeklinde konuştu.
Pamukçu sözlerini şöyle tamamladı: “Zorunlu sigorta türlerinin her zaman daha kolay satılabilen, sigortalıların daha çok prim beklentilerini ön plana alan poliçe türleri olduğunu göz önüne aldığımızda, yönetmeliğin acenteleri daha fazla zorunlu poliçe satmaya yönlendireceğini değil ama, ister istemez zorunlu poliçe ürün satışlarının kendiliğinden bir artış göstereceğini söyleyebiliriz.”
‘Poliçe sayısını artırma görevi tüm sektöre düşüyor’
Zorunlu sigortalardaki poliçe sayısını artırmak için sigortaların zorunlu olduğu için mutlaka alınması gereken bir ürün olduğu algısının kamuoyunda kırılması gerektiğini vurgulayan Pamukçu, bu konuda sigorta şirketlerine ve piyasanın nabzını tutan acentelere önemli görevler düştüğüne dikkat çekti. Pamukçu, şunları söyledi: “Kamuoyunda trafik sigortaları dışında kalan zorunlu sorumluluk sigortalarının ne amaçla alınması gerektiğinin sıkça altının çizilmesi, ürünün tanıtılmasının yanı sıra yaşanmış hasar örneklerine yer verilmesi, talebin zorunlu olarak değil de kendiliğinden yaratılmasını körükleyecek çalışmaların yapılmasının daha kalıcı olduğunu düşünüyorum.”