Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy, 2018 yılı içerisinde 4 milyon çalışanın otomatik olarak gireceği bireysel emeklilik sisteminde yapacakları "pozitif dokunuşlar" ile %57'ye varan cayma oranını düşürmeyi planladıklarını söyledi.
Emeklilik Gözetim Merkezi ve HaberTürk TV ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Bulut, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SGK Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Resul Kurtve Vakıf Emeklilik A.Ş. Genel Müdürü Özgür Obalı sektörü değerlendirdi. Bireysel emeklilik ve otomatik katılım sistemlerinin faydaları ile bireysel tasarruflara ve yatırımlara ilişkin vizyon kamuoyuyla paylaşıldı.
Otomatik katılım ve otomatik katılımda yapılacak revizyonlarla ilgili konuşan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N Şerif Çakırsoy, ‘‘Şu anda sistemde 4 milyon çalışana ve 2,1 milyar TL civarında fon büyüklüğüne sahibiz. Otomatik katılımı konuşurken hep cayma oranları üzerinden konuştuk. Biraz da bardağın dolu kısmından bakmak gerekiyor. Şu kadar kişi girdi şu kadar kişi çıktı tartışması yerine sisteme kazandırdıklarımıza baktığımızda, 14 ay gibi bir süre zarfında sistemde 4 milyon katılımcı olduğunu görüyoruz. Bu 14 yıldır yürürlükte olan gönüllü olarak tabir ettiğimiz sistemdeki katılımcıların yüzde 55’ine denk geliyor. Sistemle ilk defa tanışan insanları burada tutundurmamız önemli. Bu kişilere belli bir vizyon vermemiz gerekiyor. OKS 14 aylık bir uygulama ve çok radikal değişiklikler yapmadan önce bu sistemin nasıl seyir ettiğini yani fotoğrafın tümünü iyi bir şekilde görmek gerekiyor. Devletin bu konuda eşi benzeri görülmemiş çok önemli destekleri var’’ dedi.
Bireysel emeklilik ve otomatik katılımla ilgili önemli revizyonlar içeren yeni torba yasadan bahseden Çakırsoy, ‘‘Bakanlar Kurulu’ndan alacağımız yetki ile cayma konusundaki sürenin 2 aydan 6 aya çıkarılmasını planlıyoruz. Cayma süresi bir anlamda ana para garantili dönemdir. Cayma süresi denildiğinde insanlarda ‘iki ayda sistemden çıkamazsam, bir daha çıkamam’ gibi bir algı oluşuyor. Burada yapmak istediğimiz kamu ve özel sektör olarak bu işi insanlara doğru bir şekilde anlatmak. Torba yasada devlet katkısının nemalandırılmasına dair düzenlemeler yapıyoruz. Bazı yerlere pozitif dokunuşlar yapıp, sistemin işleyişini izleyeceğiz. Mesela çıkan kişinin tekrar sisteme dahil olmasına ilişkin düşüncelerimiz var. İki sene gibi bir bekleme süresi vardı, şimdi iki seneyi beklemeden ‘gel, birtakım katkılardan istifade et’ şeklinde düşüncemiz var. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Otomatik Katılım ve cayma süresini değerlendiren Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı, ‘‘Otomatik Katılım’dan caymalarla ilgili çeşitli analizler yapıyoruz. Bunun kişilerden mi yoksa sektörden mi kaynaklı olduğuna dair yaptığımız birçok analizimiz var. Bu analizlerden çıkan sonuçları ve çözüm önerilerini de ilgili kişiler ve kanun koyucularla paylaştık. Geldiğimiz noktada bizim gördüğümüz kadarıyla; bu sürecin çok hızlı bir şekilde hayata geçmesinin önemli bir etkisi var. Katılımcılara bu konuyu anlatabildiğimiz noktada kalma konusundaki eğilimlerinin yükseldiğini net olarak görebiliyoruz. Bunu da her fazdaki cayma oranlarının düşmesinden görüyoruz. Bu yılın Ocak ayında dördüncü faza girdik. 2019 yılı Ocak ayına kadar 14 milyon çalışan sistemle tanışmış olacak. Geriye doğru dönüp baktığımız her fazdaki cayma oranının düştüğünü görmek, bu süreçte bizi daha da ümitlendiriyor” dedi.
KOTO Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Bulut ise sosyal güvenlik reformunun bir parçası olan BES’in tasarruf için başarılı uygulamaların en önemlisi olduğunu vurguladı. Bulut, ‘‘BES’in, Türkiye’nin tasarruf açığına çok önemli katkı sağladığını düşünüyoruz. Burada sihirli kelime ‘zorunlu’ olmamalı. Bizim insanımız karını, zararını çok iyi bilir. Fon büyüyecek, bir yandan devlet desteği olacak. Bunun insanlarımıza çok iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar iyi anlatılırsa sistemden de çıkışların azalacağını düşünüyorum. Bunu anlatırken de bürokratik dille değil insanlarımızın anlayacağı şekilde anlatmak gerekir” dedi
İstihdama teşvik, Bireysel Emeklilik ve Otomatik Katılım’a değinen İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SGK Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Resul Kurt ise, ‘‘Türkiye her yıl 900 bin insana iş, istihdam yaratmak zorunda. İstihdamın artması için sanayicilerin ve işletmelerin mutlaka yeni personel almaları gerekiyor. İstihdamda en büyük dezavantaj kadınlarda, gençlerde ve yeni mezunlarda yaşanıyor. Devletimiz bu konuda devreye girerek istihdamı teşvik ediyor. Bunun arkasında Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Çalışma Bakanımız var. Ama bürokrat proje üretmezse, istihdam oluşturan teşvikleri düzenlemezse bir anlamı kalmaz. Dolayısıyla bürokrasinin de buna inanması ve arkasında durması teşvikleri kalıcı kılıyor” dedi. Kurt sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Otomatik Katılım, Türkiye için bir şans. Çünkü sermayesi olmayan ülkelerin istihdamı artırabilmesi, yatırım yapabilmesi için kaynak ı lazım. Para yoktan var edilemeyeceği için, BES ile küçük küçük tasarruflarla yatırımlara finansman sağlayacak uzun vadeli kaynak yaratılmakta’’ dedi.