Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, sigorta sektöründe oluşan uyuşmazlıklarla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Yargıtay’ın 150. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında “Sorumluluk Sigortaları ve Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri” Sempozyumu düzenlendi. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Hazine Müsteşar Yardımcısı Sayın Ahmet Genç ve Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar’ın açılış konuşmalarını yaptığı Sempozyum, Türkiye Sigorta Birliği ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, açılış konuşmasında trafik sigortalarındaki uyuşmazlıkların nedenlerine ve yargıya yarattığı yükün tahkim, arabuluculuk gibi alternatif çözüm yöntemleriyle azaltılabileceğine dikkat çekti. Uyuşmazlıkların özellikle trafik sigortasındaki ihtilaflardan kaynaklandığını belirten Çağlar, trafik sigortasının yargıya konu olmasının en önemli nedeni olarak maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminat hesaplamalarında yeknesak uygulamaların olmaması olduğunu belirtti. Çağlar, “Trafikte uyuşmazlıkların yüzde 80’i yargıya taşınıyor. Bu konu ile ilgili 90 bin dosya yargıya taşınmış durumda. 2015’te Genel Şartlar’da düzenlemeler yapıldı. Ancak tazminat hesaplamasında standardın olması için Genel Şartlar’da ilave düzenleme ihtiyacı var” dedi.
Çağlar konuşmasında ayrıca “Sektör olarak amacımız tazminatın en kısa zamanda, sebepsiz zenginleşmeye yol açmadan, hakkaniyete uygun bir şekilde ödenebilmesi için hesaplama yönteminin standart hale getirilmesi ve yargı üzerindeki iş yükünün azaltılması” ifadelerini kullandı.
Hazine Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç mevzuatta en önemli iki eksenin düzenleme ve denetim olduğunu belirtti. Uygulamada en çok başvurulan mevzuatın genel şartlar olduğunu belirten Genç, genel şartların sadeleştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu, Hazine Müsteşarlığı olarak son yedi yıldır genel şartların sadeleştirmesi için çalıştıklarını belirtti. Genç, “Yargı Genel Şartlara bakarak hüküm veriyor. Ancak yargının haklı bir talebi vardı, Genel Şartların daha sade olması. Aksi takdirde hüküm verilmekte zorlanılması tabiidir.” Genç ayrıca, “Gelişmiş ülke olmanın ön şartı sorumluluk sigortalarının olması ve bunun hukukunun olmasıdır. Öncelikle sorumluluk hukukunun gelişmesi ardından sorumluluk sigortalarının gelişmesi gerekir. Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç, tazminat hesaplamalarında standartlaştırmanın gündeme alınması gerekir. Baremo gibi modeller, belirsizliğin giderilmesinde faydalı olacaktır” dedi.
Konuşmasında tahkim sistemine de değinen Genç 2,5 yıllık bir çalışma sonucunda 2009’da tahkim sistemini kurduklarını belirtti. Küçük rakamlar için yargıya gitmenin çok efektif olmadığını ifade eden Genç, 2009 sonrasında tahkimin kaybeden vatandaştan dahi teşekkür aldığını söyledi. Tahkimin yargının yükünü azalttığını vurgulayan Genç, “Son yıllarda değer kaybı taleplerinin artması nedeniyle hakeme, yargıya gitmemesi gereken, standart bir değer kaybı hesabı getirilerek çözümü konusunda çalışıyoruz. Yine değer kaybını da aynı şekilde standart hale getirilmesi gerekir” dedi.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit konuşmasına ülkemizin en köklü adalet kurumu olan Yargıtay’ın 6 Mart itibarıyla 150. yılını kutladığını belirterek konuşmasına başladı ve “Hukuku ülkede eşit, tutarlı ve güvenceli bir biçimde uygulama rolü üstlenen Yargıtay’ın önüne gelen sorumluluk sigortalarına ilişkin dosyalarda hukuk ilkelerini gözeterek uygulayıcılara yol gösterdiğini, mevzuattan kaynaklanan boşluklara adilane çözüm getirdiğini” ifade etti.
İyi uygulama örnekleri alınarak yargının işinin kolaylaştırılabileceğine değinen Cirit, bunun yolunun da uyuşmazlıkların bir kısmının alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle sonuçlandırmaktan geçtiğini söyledi. Arabuluculuk uygulanabilir olduğu zaman yargıyı büyük bir iş yükünden kurtaracak, bir yargı reformu sağlayacaktır diyerek sözlerine devam etti. Cirit, “Yargı sistemimizde adil ve etkin bir filtreleme sistemi kurularak bir kısım uyuşmazlıklar yargı sistemi dışında çözülerek, iş yükü sorunu yapısal anlamda ele alınmalıdır” dedi.
Cirit konuşmasında “Yılda 2,5 milyonu ceza, 3,5 milyon hukuk davası olmak üzere toplam 6 milyon davayla karşı karşıya olan bir yargı sistemimiz var. Problemlerimiz daha çok yapısal problemler. Hukuk ihtilaflarının yüzde 75’i arabuluculuk ve tahkimle çözülüyor, ABD’de. Kıta Avrupa’sında da sistem iyi işliyor. İstinaf mahkemeleri 2016’da kuruldu. Tüm dünyada olduğu gibi alternatif çözüm yöntemlerinin meriyete geçmesi önemli. Tahkim ve arabuluculuk vardı, ama ihtiyari idi ve kimse gitmiyordu. Son istatistiklere göre şu ana kadar 21 bin 517 arabuluculuk dosyasından 19 bin 292 tanesinde anlaşma sağlandı. Sigorta Tahkim Komisyonuna gelen dosya sayısında da yıllara göre önemli oranda artış oldu. 2009’da sadece 137 olan dosya sayısı 2018’in ilk üç ayında ise 27 binlere yükseldi. Bunun da iş yükü sorununa büyük ölçüde çözüm getireceği, yargıyı hızlandırıp vatandaşın yargıya olan güvenini daha da artıracağı kanaatindeyim” dedi.