Dengeli portföy yönetimi, yenilikçi ürün ve hizmetleriyle 2017 yılını başarılı iş sonuçlarıyla tamamlayan Allianz Türkiye, 22,8 milyar Türk lirası aktif büyüklük ve 9,2 milyar ciroyla finansal gücünü korudu. Türkiye’ye yatırımlarına 2018 yılında da devam eden Allianz, 27 milyon avro yatırımla İzmir’de hayata geçirdiği operasyon merkezi Allianz Kampüs’te hizmet vermeye başladı. Allianz’ın diğer bir yatırımı da 5 milyon avro ile Türkiye’nin ilk akredite deprem laboratuvarı olacak.
Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui ve Allianz Türkiye CFO’su Ersin Pak, kurumun 2017 yılı finansal sonuçlarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönem hedeflerini paylaşmak üzere bir basın buluşması düzenledi. Somersan Coqui, toplantıda şu bilgileri verdi:
“Global ekonomiyi derinden etkileyen siyasi, ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin yaşandığı bir yılı geride bıraktık. Bu zorlu yılda Türkiye ekonomisi, kredi derecelendirme kuruluşlarının kararları ve yükselen enflasyon gibi unsurlara rağmen, Kredi Garanti Fonu gibi teşvik adımlarının da etkisiyle büyüme performansı gösterdi. Bu süreçte sigorta sektörü büyüdüyse de, etkisini her geçen yıl daha da hissettiren doğal afetler ve mevzuatta yaşanan beklenmedik değişikliklerden etkilendi. Böyle bir atmosferde Allianz Türkiye’nin üç şirketi olarak, Allianz Grubu’ndan da aldığımız güçle sektör liderliğimizi sürdürdük. 22,8 milyar Türk lirası aktif büyüklüğü, 9,2 milyar Türk lirası prim ve katkı payı üretimi ile 807 milyon Türk lirası net kârla sektördeki finansal gücümüzü koruduk. Müşterilerimiz, hissedarlarımız, dağıtım kanallarımız, çalışanlarımız ve toplumumuz için değer yaratmaya devam ettik.”
Dengeli portföyüyle tüm branşlarda aktif olan Allianz Türkiye, hayat dışı branşta 5,1 milyar Türk lirası prim üretimi ve yüzde 12,9’luk pazar payıyla sektör liderliğini sürdürdü. Trafik branşı özelinde 1,5 milyar Türk lirası prim üretimi ve yüzde 11,8 pazar payıyla, sağlık branşı özelinde ise 1,8 milyar Türk lirası prim üretimi ve yüzde 35’lik pazar payıyla yılı sektör lideri olarak tamamladı. Kasko branşında 746 milyon Türk lirası prim üretimiyle yüzde 10,8 pazar payının sahibi olan Allianz Türkiye, oto dışı elementer branşlarda 1,1 milyar Türk lirasıyla yüzde 7,4 pazar payına ulaştı. Konsolide verilere göre hayat branşında 752 milyon Türk lirası prim üretimi ve yüzde 11 pazar payıyla ikinciliğini koruyan Allianz Türkiye, bireysel emeklilikte 13 milyar Türk lirası fon büyüklüğü ve 890 bin katılımcıya yüzde 16,6’lık pazar payına ulaşarak sektör üçüncüsü oldu.
Konuşmasında Allianz Türkiye’nin dengeli portföy yapısına dikkat çeken Somersan Coqui, “Mevzuattaki değişmeler ve doğal afetlere rağmen güçlü finansallara sahip olabilmemizin en önemli nedeni dengeli portföyümüz. Dengeli portföyümüz ve güçlü finansallarımız sayesinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yatırım yapabiliyor, sürdürülebilirlik, dijitalizasyon ve inovasyon adına adımlar atabiliyor, müşterilerimize en iyi ve en hızlı hizmeti vermek için her geçen gün altyapımızı güçlendiriyoruz; yatırımlarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Toplum için değer yaratmaya devam ettiklerini vurgulayan Aylin Somersan Coqui, “Büyüme öngörülerimiz, iş sürekliliği ve sürdürülebilirlik yaklaşımımız doğrultusunda İzmir’in Gaziemir ilçesinde yatırımını yaptığımız operasyon merkezimiz Allianz Kampüs’e taşındık. Toplam 1100 çalışan kapasiteli olan Allianz Kampüs, sürdürülebilirlik ilkelerimize uygun bir şekilde, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, çevre ve çalışan dostu bir mekân olarak tasarlandı. Allianz Kampüs, yeşil alanları, açıkhava spor sahaları, iç mekan spor salonuyla toplam 17 dönümlük bir arsa üzerinde inşa edildi. Sahip olduğu üstün teknolojik altyapı ve donanım özellikleriyle Allianz Kampüs yeni nesil bir akıllı bina olma niteliği de taşıyor. 27 milyon avroluk Allianz Kampüs yatırımımızın yüzde 75’i için İzmir menşeli firmalarla çalıştık. Bölgede istihdam yaratmış olmanın da mutluluğunu yaşıyoruz; Allianz Kampüs için işe aldığımız 412 arkadaşımızın yüzde 81’i İzmirli. Bu yılın sonuna kadar Allianz Kampüs’te 770 çalışanımızın olacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Somersan Coqui, 5 milyon avroluk yatırımla, Beykoz’daki Türk-Alman Üniversitesi kampüsü içinde kurulacak olan Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test ve Eğitim Merkezi’nin de temellerinin 2018 yılında atılacağını söyledi. Allianz Teknik olası risklerin azaltılması ve önlenmesine yönelik profesyonel risk danışmanlık hizmeti verileceği bilgisini veren Somersan Coqui, “Toplumsal risk farkındalığının artırılmasına önemli katkı sağlayacağız. Türkiye’nin ilk akredite deprem laboratuvarı Allianz Teknik’te yer alacak. Eğitici oyuncaklar ve simülasyon ekipmanlarıyla genç öğrencilerin eğlenerek öğrenecekleri bir ortam yaratacağız. Akademik çalışmaların desteklenmesinin yanı sıra endüstriye yönelik yangın ve deprem testleri yürüteceğiz. Allianz Kampüs’ün ardından aldığımız bu yeni yatırım kararı Allianz Teknik ile birlikte ülkemize 2008’den bu yana yaptığımız yatırımlar 5 milyar Türk Lirası’nı buluyor” ifadelerini kullandı.
“Sektörde büyük paya sahip olan trafik sigortalarına getirilen mevzuat düzenlemelerinin etkisiyle kârlılık ve büyüme sorunları yaşandı ve zarar bilançolara yansımaya başladı. Söz konusu negatif etkinin 2018 yılında devam edeceği görüşündeyiz. Biz sorunun çözümünü serbest tarifede görüyoruz. Sektörümüz adına temel beklentimiz ve umudumuz, trafik tavan fiyat uygulaması konusunda bütüncül bir yaklaşımla bütün tarafların yararına olacak kalıcı bir çözümün üretilmesi ve yeniden serbest tarife sistemine geri dönülmesi yönünde.”
“Kasko branşı öncelikli alanlarımızdan… Müşterilerimizin hasar süreçlerinin daha kaliteli ve hızlı yönetilmesi adına yaptığımız dijital yatırımlarla yeni ürün ve hizmetler geliştirmeye odaklandık. Akıllı Kasko ürünümüzle otomobil ve kamyonetlere avantajlı fiyatla farklılaşa hasar hizmeti sunmaya başladık. Hızlı Hasar, Bire Bir Hasar Danışmanı, Mobil Hasar Danışmanı, Kişiselleştirilmiş Hasar Videoları ve Allianz Oto Hizmet Merkezi gibi hasar süreçlerinin çözümünü önemli oranda hızlandıran yenilikçi projelerle sektörde fark yarattık.”
“Liderliğimizi sürdürdüğümüz sağlık branşında medikal enflasyonunun zorlayıcı etkisine rağmen, müşterilerimizin yaşam kalitesini artırmaya yönelik birçok adım attık. Sağlık Destek Programı kapsamında uygulamaya başladığımız Meme Kanseri Erken Tanı ve Diyabet Yönetimi projelerimizle müşterilerimizin sağlıklarına nasıl katkı sağlayabiliriz sorusuna odaklandık. Meme Kanseri Erken Tanı projesi sayesinde 40 yaş üstü kadın sağlık sigortası müşterilerimize ulaşarak onları mamogram kontrollerini kullanmaları konusunda teşvik ederek kullanım oranlarını yüzde 8’den yüzde 54’e çıkardık. Kronik Hastalık Yönetimi kapsamında ele aldığımız Diyabet Yönetimi projemizde 6’ıncı ay sonuçlarına göre kan şekeri seviyesini 0,4 puan düşürebildiğimizi gördük. Hedefimiz bu oranı 1 puan düşürmek. Kan şekeri seviyesi 1 puan düştüğünde diyabete bağlı ölümlerin oranı yüzde 21, kalp krizi riski yüzde 14 oranında azalıyor. Hedefimize ulaştığımız takdirde, literatüre geçecek bir başarı yakalayabileceğiz.”
“Hayat sigortalarındaki sektörel büyümenin temelinde kredi bağlantılı hayat ürünleri yatıyor. Biz kredi bağlantısız hayat ürünlerinde de büyümeyi hedefliyoruz. 2017 yılında pazara sunduğumuz Geri Ödeyen Yaşam Sigortası bu alanda yenilikçi bir ürün. Belirlenen süre sonunda risk gerçekleşmezse ödenen tüm primlerin geri alınabildiği bu ürünümüzün, hayat sigortası talebinde artış yarattığını gözlemliyoruz.”
“Allianz Türkiye olarak fon yönetiminde de farkımızı ortaya koyduğumuz bir yıl yaşadık. Fon Sepeti uygulamamızla katılımcılarımızı risk gruplarına göre ayırarak, oluşturduğumuz fon sepetlerine yönlendirdik. Böylece dengeli bir portföy yapısıyla istikrarlı bir getiri elde etmeleri için çalıştık. 2017 yıl sonu itibarıyla enflasyon oranı yüzde 12, BES sektör getirisi yüzde 15 olarak gerçekleşti. Allianz Yaşam ve Emeklilik’te yüzde 17,9, Allianz Hayat ve Emeklilik’teyse yüzde 18,3 ile müşterilerimize hem enflasyonun hem de sektör getirisi ortalamasının üstünde getiri sağladık.”