Sağlık sigortalarında primlerin artmasına rağmen şirketlerin teknik zarar ettiklerini belirten SAB Başkanı Reşit Çakas, hem sigortalının hem de sigorta şirketinin memnuniyeti için sağlık sigortalarında kişiye özel prim hesaplama sistemine geçiş yapılması gerektiğini söyledi.
Sağlık sigortalarında son bir yılda primlerin %40’a varan oranlarda artması sektörün gündeminde önemli bir yer tutuyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) Başkanı Reşit Çakas, primlerdeki bu artışın ne geçen aylarda açıklanan enflasyon oranıyla, ne döviz artışıyla, ne de diğer ekonomik verilerle ilgisi olmadığı belirterek, “Sağlık sigortalarındaki prim artışı 2018 yılının başında gündeme geldi. Öyle ki sigortalılar, hiç kullanmadıkları halde sağlık poliçelerinde en az %20 oranında bir artış görülmekte. Bu yılın özelinde ise prim artışlarının en önemli sebebi, 2017 yılında gerçekleşen %19’luk medikal enflasyon olarak gösteriliyor” bilgisini verdi.
Bu artışlara rağmen sigorta şirketlerinin bu branşta teknik zarar ettiklerini hatırlatan SAB Başkanı Çakas, “Sigortalılar, neden hemen hemen aynı orandaki bir prim değişikliğinden etkileniyor?” sorusunu şöyle cevapladı:
“Maalesef sağlık sigortalıları hasar alsa da almasa da poliçe artışlarından birbirlerine yakın oranlarda etkilenmektedir. Bunun en önemli nedeni hemen hemen her sigorta şirketindeki otuz yıldan beri son derece klasik yöntemlere dayanan sağlık sigortası tarifelerinden kaynaklanmaktadır. Gerçi son zamanlarda bazı sigorta şirketleri ürünleri çeşitlendirme yoluna giderek birtakım yenilikler yapmışlardır. Ama işin özü aynı kalmıştır. Yani tüm şirketler yaş grubuna göre standart fiyatlandırmalar yapmakta ve hasarsızlık oranları da %30 ile sınırlı olmaktadır. Yani 1. yıl %30 hasarsızlık indirimi olan sigortalı ile 10 yıl boyunca hiç kullanmamış akranı bir sigortalı ile aynı primi ödemektedir. Bu nedenle tarifelerde yapılan en küçük bir artış, kaç yıllık sigortalı olursa olsun sigortalının yenileme poliçelerine artış olarak yansımaktadır.”
NE SİGORTALI NE DE SİGORTA ŞİRKETİ MEMNUN
Sigortalı açısından bunun bir sorun olduğunu, “On yıl boyunca bu poliçeyi kullanmak bana ne yarar sağladı?” diye sorduğunu, sigorta şirketlerinin da teknik zarardan dolayı memnun olmadıklarını belirten Çakas, bu durumu özetle, “Ne sigortalılar, ne sigorta şirketleri memnun. Ama yine de bu kısırdöngü yıllardan beri devam ediyor” diye değerlendirdi.
Hem sigortalıların uygun fiyata sigortalanması, hem de sigorta şirketlerinin teknik kâra ulaşması için çözüm önerileri sunan SAB Başkanı Reşit Çakas şunları söyledi:
* Mevcut sağlık sigortası tarifeleri acilen gözden geçirilmeli. Aynı yaş grubundaki her kişi için aynı fiyatlandırmayı yapmak yerine, her bir sigortalı adayının özel koşulları, alışkanlıkları, mesleki grupları, hatta yaşadıkları il ve ilçe durumu bile iyice analiz edilerek buna göre fiyatlandırma yapılabilir. Örneğin bir ofis çalışanı daha riskli bir mesleği yapan kişiyle aynı primleri ödememeli ve daha az riskli mesleklerden daha az prim alınmalıdır.
* Nasıl ki bazı hastalıklar sürprim alınarak poliçeye dahil ediliyorsa, kapsam dışı bırakılan hastalıkların da primi poliçeden düşürülmeli ve fiyatlandırma ona göre yapılmalı. Yani şeker hastası bir sigortalı buna bağlı birçok rahatsızlığı için sigortadan faydalanmayacaksa bunun primini de ödememelidir.
* Hasarsızlık ve sürprim kademeleri gözden geçirilmelidir. Diğer elementer branşlarda olduğu gibi uzun yıllar çok düşük kullanım düzeyine sahip sigortalılar için hasarsızlık primleri %65’e kadar yükseltilebilir. Kullanımı çok yoğun olanlar için de sürprim oranları artırılabilir. Böylece risk havuzu mantığı bozulmadığı gibi prim ödeyenler arasında adilce bir yaklaşım sergilenmiş olur. Poliçesini kullanan ve kullanmayan sigortalılar birbirlerine çok yakın primler ödemeyecek ve bu durum poliçeyi kullanan sigortalıları da poliçelerini daha bilinçli kullanmaya itecektir.
* Özel hastane anlaşmaları gözden geçirilmeli. Şirketler özellikle provizyon aşamasında sağlık kurumuyla işbirliğini güçlendirmelidir. Sağlık sigortalarında istikrarlı bir fiyatlandırmaya geçebilmek için, kişiye göre fiyatlandırmaya dayalı tarifelere geçmek kaçınılmazdır.