Sigorta sistemi içinde sürekli değişimler söz konusu ve bu nedenle hep bir toz duman içinde önümüzü görmeye çalışıyoruz. Bu toz duman zaman zaman bizi asıl gerçeklerden uzaklaştırıyor ve maalesef sanal gündemler içinde boğuluyoruz.
İşini düzgün yapan profesyonel sigorta acentelerinin var olma ve varlığını devam ettirme savaşını iki ayrı cephede sürdürmek lazım.
1. Alternatif Dağıtım Kanalları
2. Merdiven altı sigortacılık, Usulsüz kullanılan, şifre dağıtılarak rant elde edilen sigorta programları ve kendi içimizdeki yanlışlar..
Birincisi ile savaşmak kolaydır, onlar bizim işimizi yapmaya çalışan alternatif dağıtım kanalları. Bu kanalları yok etmek için zaten sivil toplum örgütleri olarak gereğini yapıyoruz. Her biri ile resmi yollardan savaş veriyor ve engellenmeleri için hepimiz adına bütün açık kapıları doldurmaya çalışıyoruz.
Bu savaşın kazanabileceği yer Hazine Müsteşarlığı, Sigortacılık Genel müdürlüğüdür. SAİK sağlam durur ve meslek örgütleri de destek verir ise kamu bu gücün karşısında duramaz..
TÜSİAR olarak biz bu savaşı her mecrada vermeye çalışıyoruz.
Son örneğimiz NKOLAY uygulaması ve büfelerde satışına başlanılan sigortadır. Resmi başvurumuz sonucu soruşturma başlatılmıştır.
SAİK gerekli desteği vermiştir, sonuçlarını hep birlikte takip edeceğiz ve asla pes etmeyeceğiz. Bu meydanı boş bırakmayacağız..
Hazine müsteşarlığı, Sigortacılık Genel Müdürlüğü sigortacılığı sadece sigorta acentelerinin yapabileceği gerçeğini görecek ve sigorta acentelerini koruyacak yasaların hayata geçmesini sağlayacaktır.
Ancak ikinci madde hem çok zor, hem de birinci maddenin hayata geçirilmesini dolaylı yoldan geciktirmektedir.
Siz dürüst bir meslek grubu olamaz ve dağınık bir yapıda, sadece kişisel menfaatlerin düşünüldüğü bir çalışma prensibiyle çalışmaya devam eder ve önce ben demeye devam ederseniz asla bir meslek olmayı başaramayız. Bir meslek olmayı başaramadığımız zaman alternatifler çıkar ve bu işi biz daha ucuz maliyetle, daha doğru yaparız deme hakkını kendinde bulur. Çünkü meydan boştur. Boş olan meydanı doldurmak isteyen hevesli çok olur..
Denetim mekanizmalarının oluşmadığı bir ortamda kendi sistemimizi maalesef kendi meslektaşlarımız baltalamaya devam etmektedir. Arka kapılar oluşturarak ticari kazanç peşinde koşmaktadır.
Diğer alternatif dağıtım kanallarına söz söyleme hakkını kendinde görürken, kendisi diğer taraftan yasayı nerede deler ve nasıl bir rant sağlaya bilirimin derdine düşmektedir.
Biz bir MESLEK grubuyuz ve bizim işimizi kimse yapamaz demek için önce kendimizi terbiye etmek ve düzeltmek zorundayız..
Hepimiz bir olaya tepki vermeden önce kendimize şu soruları soracağız..
İlk meslektaşımızın komisyonu düşürüldüğünde biz neredeydik?
İlk meslektaşımızın ekranı karartıldığında biz neredeydik?
İlk meslektaşımızın acenteliği H/P oranı nedeniyle kapatıldığında biz neredeydik?
Bu uğurda verilen hangi savaşın içinde olduk ve destek verdik?
Sivil Toplum Örgütlerinin yanında olabildik mi, üye olup güçlerini artırabildik mi?
Gerçek ortadadır,
Siz bunlar için savaş verenlerin yanında olmadıysanız, sorun sadece size dokunduğunda yanınızda olacak kimseyi bulamazsınız..
Bunu geçmişte de çok yaşadık artık ders almalı ve
KENDİ MENFAATLERİMİZ İÇİN DEĞİL, MESLEĞİMİZ İÇİN ORTAK TEPKİ VERMEYİ BAŞARABİLMELİYİZ..
Binnur AKTAŞ
TÜSİAR Başkanı