Sigorta sektörü ekonomik faaliyetleri çok yönlü olarak güvence altına alıyor. Bu konuda Türkiye’de yeni yeni gelişen branşlardan biri de “kâr kaybı” sigortaları. Bu sigortayla ilgili temel tanımda yer alan bilgilere göre bir işletmede yangın ve diğer riskler sonucu meydana gelen maddi hasarlar, yangın poliçesi ile karşılanırken, bu hasarın gerçekleşmesi nedeniyle işin durmasından doğacak; ciro düşmesi, masraf artışı ve benzeri kayıpları ise kâr kaybı sigortasıyla tazmin ediliyor. Yılın ilk 6 ayında bu branşta prim üretimi yüzde 50,3 artarak 117,4 milyon liraya ulaştı. 2016 yılında ise toplam üretim 146,1 milyon lira olmuştu. Kâr kaybı sigortasıyla ilgili güncel durumu, bu branşın en çok prim üreten şirketlerinden Allianz Türkiye’nin Üst Yöneticisi (CEO) Aylin Somersan Coqui ile konuştuk.
Kreditörler talep ediyor
Sigorta bilincinin gelişmesine ve çok uluslu şirketlerin Türkiye sigorta sektöründeki rolünün artmasına atıf yapan Somersan Coqui, bu kapsamda standart mühendislik riskleri, yangın ve ek teminatlarıyla birlikte kâr kaybı sigortalarına ilişkin taleplerde de artış gözlemlediklerini belirtti. Özellikle banka kredileriyle ilişkili satın almaların sigorta sektörü genelinde daha aktif rol oynamasıyla beraber kreditörler, teminat kapsamına kâr kaybı teminatının da dahil edilmesini talep ediyor.
İlk 6 aylık prim üretimindeki artışı da yorumlayan Somersan Coqui, “İlk 6 aylık üretimde yüzde 50 oranındaki yüksek artışın sebepleri arasında, sigorta şirketleri arasında koasürans yolu ile yazılan birkaç büyük hacimli işin 1 yıldan uzun süreli yenilemelerinin bu döneme denk gelmesinin etkisi bulunuyor” dedi. Kâr kaybı sigortasının şirketlerin kârlılığının sürekliliği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Somersan Coqui, bu sigortanın olası bir yangın veya inşaat-montaj, makine kırılması ve elektronik cihaz risklerini kapsayan mühendislik branşında yaşanabilecek kâr kayıplarını teminat altına aldığını hatırlattı. Üst Yönetici şöyle devam etti: "Daha açık bir dille kâr kaybı teminatıyla bir ticari faaliyetin yürütülmesinde kullanılan taşınır ve taşınmaz değerlerde, yangın veya mühendislik sigorta sözleşmeleri kapsamında teminat altına alınan risklerin gerçekleşmesi ile ortaya çıkan hasar ve kayıplar sonucu, ticari faaliyetin kısmen ya da tamamen durması nedeniyle oluşan kâr kayıpları, sigortacı tarafından teminat altına alınıyor. Sigorta şirketleri hasarın meydana geldiği andan, ticari faaliyetin durma veya aksamasının tamamen giderildiği ana kadar geçecek süre içinde ve poliçede belirtilen azami tazminat süresini aşmamak kaydıyla, meydana gelecek kâr kaybından sorumlu oluyor. Kâr kaybı sigortası yaptıran şirketlerin özellikle bir sektörde yoğunlaştığını belirtmek çok mümkün değil. Ancak üretim ve enerji sektörlerinin öne çıktığını ifade edebiliriz. Genellikle büyük ölçekli şirketler ile yabancı ortaklı firmalar poliçe yaptırmayı tercih ediyor."
Üretim, 5 yılda ikiye katlanabilir
Bu sigorta branşının Türkiye’deki geleceğiyle ilgili tahminlerde bulunan Üst Yönetici Aylin Somersan Coqui, hem bu teminatı alan şirketlerin hem sektördeki aracı kurumların çok uluslu yapıya doğru dönmesine dikkat çekti. Bu nedenle kâr kaybı sigortalarına olan talebin önümüzdeki dönemlerde de artacağını belirterek şunları söyledi: "5 yıl içinde ekonomik olarak güçlenecek olan firmaların yeni teminatlara da satın alma güçleri paralelinde yaklaşacakları, deprem beklentisinin de bu branştaki satın almaları arttıracağı öngörülüyor. Geçmiş 5 yılın trendi ile birlikte kâr kaybı sigortalarına olan talep beraber değerlendirildiğinde, diğer makroekonomik verilere de bağlı olmak üzere prim üretiminin önümüzdeki 5 yıl içerisinde şu anda bulunduğu seviyenin yaklaşık 2 katı düzeylerine ulaşacağı, hatta daha da artış göstereceğini tahmin ediyoruz."