İki bayramın birleştirilmesiyle ortaya çıkan 10 günlük tatil dönemi başladı. 30 Ağustos Zafer Bayramı ile Kurban Bayramını birleştiren yüz binlerce insan hem yurt içi hem yurt dışındaki tatil beldelerine, doğduğu büyüdüğü şehirlere doğru kendi otomobilleri ya da uçak, otobüs gibi ulaşım araçlarıyla hareket etti. Birçok kişi de yeni yeni yollara düşüyor. Bu durum hastalıktan kazalara mevcut risklerin daha da artmasına yol açıyor.
Bu tür risklerden korunmanın en önemli araçlarından biri ise sigorta. Bu kapsamda yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artışla 4 milyon Türk vatandaşının yurt dışına seyahat ettiğini hatırlatan Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz, bu tür tatiller öncesi seyahat sigortasının önemine dikkat çekerek “Yurt dışı seyahat sigortasının yalnızca vize alınırken, mecburen yaptırılması gereken bir sigorta olarak algılanmaması gerekir. Bu sigorta zorunlu olmasının ötesinde, pek çok riskten koruduğu için tatil keyfini de sigorta altına alıyor” dedi.
Bu tür sigortaların düşük ücretlerle edinilebildiğini vurgulayan Metin Oğuz, kendi sigorta ürünlerinden hareketle sözlerini şöyle sürdürdü:
Özel teminatlar var
“Avrupa ülkeleri için yurt dışı seyahat sigortası yaptırmanın bedeli tatil süresine göre belirleniyor. İsteyen sigortalılar, bu süreyi kendi ihtiyaçlarına göre uzatabiliyorlar. Ayrıca yurt dışı seyahat sigortasının tatil sırasındaki riskler dışında, tur şirketiyle yapılan tatilin çeşitli nedenlerle iptal olması ve aile üyelerinden birinin vefatı ya da evde meydana gelen hasar nedeniyle yolculuğun durdurulması gibi kişiyi hazırlıksız yakalayan durumlar karşısında da koruduğu unutulmamalı. Sigorta teminatları arasında; sigortalının acil mesajlarının gerekli yerlere ulaştırılması ve ihtiyaç anında hukuki/kanuni işlemlerde kullanmak üzere borç olarak sigortalıya belirli bir miktar nakit para sağlanması hizmeti de yer alıyor.”
Seyahatlarle ilgili sigorta ürünlerine ise her geçen yıl daha çok kişi ilgi gösteriyor. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilere göre örneğin yılın ilk 7 ayında “seyahat sağlık” branşında 68,3 milyon liralık sigorta primi üretildi. Bu üretim 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 42,1 arttı. 2016 yılındaki toplam prim üretimi ise yüzde 22,5 artışla 84,3 milyon lira olmuştu. Öte yandan yine 2017’nin ilk 7 ayında Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında yüzde 9,3 düşüşle 47,5 milyon liralık prim üretildi.
İstanbul ilk sırada
Yine, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) bünyesindeki Sağlık ve Seyahat Sigortaları Merkezi’nin güncel verilerine göre yılın ilk 7 ayında yazılan seyahat sigortası poliçe sayısı 1 milyon 490 bin 519 oldu. Bunların 1 milyon 403 bin 594’ü ‘ferdi”, 86 bin 925’i ‘grup’ seyahat poliçelerinden oluştu. Yine ilk 7 ayda seyahat branşında yazılan sigortalı sayısı ise 1 milyon 871 bin 65 kişi oldu. Bunların 1 milyon 531 bin 919’u ferdi, 339 bin 146’sı grup seyahat sigortası kapsamında yer alan kişiler. Bu rakamlar 2016 yılının aynı döneminde sırasıyla 1 milyon 438 bin 725, 1 milyon 238 bin 373 ve 200 bin 352 kişi olarak gerçekleşti. Ayrıca, il bazında 2017’nin ilk 7 ayında en çok poliçe 680 bin 160 adedi ferdi, 27 bin 233 adedi grup olmak üzere İstanbul’da kesildi.
'Caydırıcı önlemler alınmalı'
Uzun tatil dönemini kendi otomobilleriyle yola çıkanlar açısından değerlendiren Doğa Sigorta Üst Yöneticisi (CEO) Nihat Kırmızı, trafik kazalarının Türkiye’nin yaşadığı en büyük sorunlardan biri olduğunu hatırlattı. Trafiğe çıkan araç sayısındaki artış ve dikkatsizlik nedeniyle özellikle uzun bayram tatillerinde kazalarda artış görüldüğünü ifade eden Kırmızı, sürücülere her türlü riske karşı sigortasız yola çıkmamaları konusunda şu uyarıları yaptı:
“Zorunlu trafik sigortasının sadece zorunlulukla değil, sorumluluk bilinci ile ele alınması gerekiyor. Trafik sigortası, kazalar nedeniyle yaşanan hasarları ortadan kaldırırken, can kayıpları ve sakatlıklar söz konusu olduğunda bir güvence oluşturuyor. Sigorta olmadığında ise maliyetler ciddi bir yük getirebiliyor.” Kırmızı ayrıca, trafikte ciddi can ve mal kaybına sebep olan riskli sürücüler için caydırıcı önlemler alınması gerektiğini de belirtti.