350 Bin Fedakâr DASK’lı

DASK, bilindiği üzere zorunlu bir sigorta. Ancak yasal zorunluluğu fiiliyata dökülemiyordu, çünkü yaptırım yoktu. Bu yüzden zorunlu deprem sigortasında sigortalılık oranı hep %50’nin altında kaldı. Trafik sigortasında ise kontrol mekanizması olduğundan sigortalılık oranı %80’in üzerinde. Sigortasız araçların bir kısmı aslında trafiğe kayıtlı olan ama trafiğe çıkmayan eski araçlar. Ayrıca traktörler ve motosikletlerde de sigortasızlık oranı yüksek. Yani bizim, karayollarında ya da şehir içinde gördüğümüz dört ya da daha fazla tekerlekli araçların büyük çoğunluğu sigortalı. Örneğin İstanbul’da trafik sigortası oranı %95’e çıkıyor. Türkiye’nin bu en kalabalık şehrindeki zorunlu deprem sigortalı konut oranı ise %56.

3.6 milyon konuttan 2 milyonu sigortalı. Türkiye toplamında ise 17 milyon konutun 8 milyonu sigortalı. Yani konutların yarısından çoğunun depreme karşı sigorta güvencesi bulunmuyor. DASK’taki bu problem, yenileme(me)lerden kaynaklanıyor. Bir evin elektrik ya da suyunun açılması için DASK zorunlu. Ancak, ertesi sene yaptırım olmadığı için bu zorunluluk dikkate alınmıyor ve birçok konut sahibi sigortayı yenilemiyor.

Bu yüzden devlet zorunlu deprem sigortasını gerçekten zorunlu yapmak için kolları sıvadı.

Oranı %100 yapmak için, işleyiş henüz netleşmemekle birlikte, ev sahiplerine deprem sigortası yaptırmak için belli bir müddet verilecek ve bu müddet sonunda sigortasını yaptırmayanların elektrik ya da su faturalarından DASK kesintisi yapılacak. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre, 2000-2017 arasında düzenli olarak zorunlu deprem sigortası yaptıranların oranı %2. 17 milyon konutun sadece % 2’si, yani yaklaşık 350 bin konut her yıl düzenli prim ödeyerek DASK sistemini fonlamış.

BAŞKALARININ YERİNE DE PRİM ÖDÜYORLAR

DASK’ın hayata geçirilmesinden bu yana geçen 17 yılda her yıl prim ödeyen bir vatandaşın cebinden -kabaca yılda 100 liradan hesaplarsak – toplam bin 700 lira çıkmış. Bu 350 bin sigortalının, her yıl, kimse sormamasına rağmen ödediği primler sayesinde, yine benim hesabımla, 17 yılda yaklaşık 600 milyon lira toplanmış. Üstelik bu 600 milyon lira onca yılda değerlenmiş ve birkaç katma çıkmış olmalı.

Bana sorarsanız, bu 350 bin sigortalı, diğerleri adına da prim ödemiş. DASK’ta sigortalılık oranı %100 olsaydı konut sahiplerinin cebinden belki de daha az para çıkacaktı.

DASK’ın 2016 sonuna kadar ödediği toplam hasar 172 milyon lira. Biriken fon ise 5 milyar lira. İstanbul’da olabilecek büyük bir depremin hasarının ise 300 milyar liraya ulaşabileceği tahmin ediliyor. Yani gidilecek daha çok yol olduğu ortada.

ÜYE SİGORTA ACENTELERİ

SEKTÖREL HABERLER

   Tümü