Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Rekabet Kurumu’nun işbirliğiyle gerçekleşen toplantıda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, Kişisel Verilerin Korunması Kurumu Sayın Prof. Dr. Faruk Bilir, Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç, Hazine Müsteşarlığı bürokratları, Rekabet Kurumu üyeleri ve sigorta sektörünün üst düzey yöneticileri bir araya geldi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisine önemli derecede katkıları olan sigorta sektörünün güçlü bir şekilde gelişmesini önemsiyoruz’’ derken TSB Başkanı Can Akın Çağlar, “Ekonominin büyümesinde sigorta sektörü büyük rol oynuyor” ifadesiyle sigortacılığın önemine vurgu yaptı.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, toplantıdaki sunumuna sektöre ilişkin genel bilgiler vererek başladı. Çağlar, sektörün 2017 Eylül sonu itibariyle prim üretiminin 33 milyar TL olarak gerçekleştiğini ve sektörün aktif toplamının 138 milyar TL olduğunu söyledi. Yüksek büyüme potansiyeline sahip sektörün, ekonomiye fon sağladığını ve teminat sağlama rolüyle başta mega projeler olmak üzere GSYH’nin 35 katı, 90 trilyon TL sigorta güvencesi verdiğini vurguladı.
Sektörün tazminat ödemelerine de değinen Çağlar, geçen yıl sektörün toplam 23.4 milyar TL tazminat ödediğini, 2017 yılında, günde 50 bin 803 adet hasar gerçekleştiğini ve buna karşılık sektörün günde 71.7 milyon TL ödeme yaptığını belirtti.
Başkan Çağlar sözlerine sektör gündemindeki zorunlu trafik sigortası ile bireysel emeklilik sistemi ve otomatik katılımdaki son gelişmeleri aktararak devam etti. Trafik sigortasındaki 11 yıllık zararın 7,3 milyar TL’ye ulaştığını hatırlatan Çağlar, trafikte tavan tarifeye geçişle tarife sisteminde ve mevzuatta yapılabilecek değişiklikler konusunda bilgiler verdi.
Bireysel emeklilik sistemi ve otomatik katılımdaki son durumu değerlendiren Başkan Çağlar, BES’te katılımcı sayısının 6.9 milyona, fon büyüklüğünün de devlet katkısı dahil 74.8 milyar TL’ye ulaştığını ifade etti. Bu yıl başlatılan otomatik katılımla 15 Eylül 2017 itibariyle sisteme giren 6 milyon çalışanın 2.6 milyonunun sistemde kaldığını cayma/çıkış oranının da %57 olduğunu söyledi. Otomatik katılımda yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
Otomatik katılımın revizyonu, işveren katkısı, cayma süresinin uzatılması, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin artırılması, kamu spotuna destek verilmesi, 1.000 TL devlet katkısının daha kısa sürede ve nakden hak edilmesi, 18 yaşından küçüklerin sisteme girmesine yönelik mevzuat değişikliği
Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak ise konuşmasında, ‘‘Rekabet Kurumu olarak bizler, bir yandan tüm sektörlerde olduğu gibi sigortacılık sektöründe de 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde etkin rekabetin tesisini gözetirken, bir yandan da sektörün yapısal meselelerine kamu ve özel sektör paydaşları ile birlikte çözüm aramayı önemli bir rekabet savunuculuğu olarak görüyoruz. Bu bakımdan, ekonominin her alanında olduğu gibi sigortacılık sektöründe de ‘veri’ kavramının ekonomik faaliyetin neredeyse en önemli girdisi haline geldiği bir dönemde, bu kavramı tüm paydaşları ile birlikte ve tüm yönleriyle tartışmanın sektör bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum’’ dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmasında, ‘‘Türkiye ekonomisinde finans boyutu çok önemli. Bu bakımdan sektöre önemli derecede katkıları olan sigorta sektörünün de güçlü bir şekilde gelişmesini önemsiyoruz. Kişi başı brüt prim 2002 yılında 54,4 TL iken 2016 yılında 512,7 TL’ye yani 9,4 katına çıktı. Türkiye son 15 yılda yaşanan iç ve dış şoklara rağmen yüzde 5-6 büyüdü ve küresel rekabette yoluna devam etti. Yaşanan bu şokların etkisini hızlı bir şekilde atlattı. İnsanıyla, şirketleriyle ve ekonomisiyle dayanıklı bir ülke olduğunu kanıtladı. Demokrasi ve geleceğine sahip çıkmış bir milletiz. Yakın coğrafyada yaşanan sıkıntılar da yakında aşılacaktır. Türkiye’nin dayanıklı olduğu çok net; 2016 yılında yaşanan olumsuzluklara rağmen 585 bine yakın kişiye istihdam sağlandı. Çözüm noktasında irade ve ilerleme var. Reformları yapıyoruz ama daha hızlı daha derinlemesine ve daha geniş ölçekte dönüşümü sağladığımız ölçüde zorlukları aşarız. Benim mesajım kısa ve net. kısa vadede bir takın sıkıntılarımız var, kısa vadede Türkiye’ye yönelik olumsuz algı, olumsuz değerlendirmeler var. Evet, kısa vadede Türkiye’nin bazı kırılganlıkları ön plana çıkıyor ama şunu unutmayalım Türkiye’nin bu şoklara karşı tepki verecek güçlü bir manevra alanı var. Güçlü tarafları daha çok. En önemlisi Türkiye’nin siyasi istikrarı var. Türkiye’nin önü açık. Bütün sektörlerde büyüme potansiyeli var. En büyük büyüme potansiyeli olan sektörlerin başında sigorta sektörü geliyor. Birlikte inşa edeceğiz, birlikte büyüyeceğiz’’ dedi.